DİLBALIĞI

Antik çağda, Romalıların baş tanrısı olan ve göklerdeki babamız diye seslendikleri Jüpiter’in sandalına benzetilirmiş. Küçük, ince kılçıklı, pulsuz, sıkı, beyaz etli ve az yağlı yassı dip balığıdır. Beyaz etlilerin en lezzetlilerindendir. Gözleri sol tarafındadır, sağ yanı renksizdir ve sırt yüzgeçleri gözünün önüne kadar uzanır. Karın kısmının rengi pembeye çalar. Oval şekilli bedeni kahverenginin tonlarındadır. Ancak yaşadığı zeminin rengine göre koyulaşıp açılır. Ortalama 30-35 cm boyundadır. 600 gr ağırlıkta ve 50 cm boyunda olanları da görülür. Tat olarak pisi ve kalkana benzetilse de kendine özgü ayrı bir tadı vardır. Dilbalığının ülkemizde 15 değişik türü bulunmaktadır. Genelde her mevsim bulunabilen, ekonomik değeri yüksek bir balıktır. Denizlerimizde birçok çeşidi bulunmaktadır.

Tulum çıkartılarak satın alınması tavsiye edilir. Kıyı yöreleri dışında pek tanınan bir balık değildir. Vietnam’dan ithal edilen pangasius balıkları dilbalığı olarak satılmaktadır. Senegal, Pakistan, Gine, Hindistan ve Tunus’tan ithalatı da yapılmaktadır. Kış aylarında eti kıvamına ulaşarak dolgun ve lezzetli olur. Kasım ve mart ayları en lezzetli dönemidir.

Pişirme Yöntemleri ve İpuçları

Birçok pişirme yöntemine uygundur. Pisi ve kalkan tarifleri bu balığa da uygulanabilir. Izgara, tava, buğulama, haşlaması tercih edilebilir. Kremalı ve hafif soslarla pişirilebilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir